İstanbul’un Taksim ve Şişli arasında geçen bir hikayeye odaklanan tiyatro oyunu, bir adamın yaşadığı içsel mücadeleyi ve dönüşümü anlatıyor.
Oyun, Bay Samir adında bir adamın hayatındaki dönüm noktalarından biri olan bir tuhafiye dükkanının yıkılmasıyla başlıyor. Yıllardır her akşam iş çıkışı bu dükkanın önünden geçen Bay Samir, dükkanın yıkılmasıyla birlikte iç dünyasında derin bir sarsıntı yaşar. Dükkanın vitrininde duran ve onun için anlam ifade eden çirkin plastik manken de kaybolmuştur, bu da Bay Samir’in geçmişine dair anılarının silinmesiyle birlikte huzurunun da kırıntılarını götürmüştür.
Hikaye, lodoslu bir akşamda başlayarak, Bay Samir’in Taksim ile Şişli arasındaki yolculuğunu anlatır. Bu yolculuk, sadece fiziksel bir hareket değil, aynı zamanda içsel bir keşif ve dönüşüm sürecidir. Yollar, kaldırımlar, kuşlar ve yalanlarla dolu olan bu yolculuk, Bay Samir’in hayatının zorluklarıyla yüzleşmesine ve içsel dünyasında bir dönüşüm yaşamasına yol açar.
Alper Kurbaloğlu’nun yazdığı ve Kozmopolitan Tiyatro’nun sahneye koyduğu bu oyun, izleyicilere bir adamın yaşam mücadelesini ve içsel yolculuğunu gözler önüne seriyor. Gökhan Gürün ve Kerim Urun’un performanslarıyla sahnelenen oyun, izleyicilere derin düşüncelere yol açacak ve onları Bay Samir’in iç dünyasına doğru bir yolculuğa çıkaracak.