İçerisi dışarısından daha karışık







Özgün Haber Yeniden Yazımı

Başlığımız: Dış Haberci Olmanın Zorlukları!

Bir dış haberci olarak zor zamanlar yaşamak oldukça doğal bir durum. Ülke içerisinde halk, demokratik talepler için sokaklara çıkarak “anayasal hakkı”nı kullanırken, dışarıdan gelen haberler çok fazla ilgi görmüyor. Bu durum oldukça anlaşılabilir bir durum çünkü ülke içindeki sorunlar oldukça yakıcı ve adeta “hayat-memat meselesi” niteliğinde.

Özgürlüklerimiz giderek daralırken, hayatımıza tek bir kişinin sözleri ile yön verilmeye çalışılıyor. Savcı, hakim, sadece bir kişi… İşte bu sebeple sorunlarımız oldukça büyük ve dünya gündemindeki konuları yazıp konuşmak yerine, ülke içindeki olaylara odaklanmak daha ön planda.

Türkiye’nin durumu elbette ki diğer ülkelerin dış medyasının da ilgi odağı. Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı andan itibaren dünya medyasında Türkiye değerlendirmeleri oldukça fazla yer buldu. Türkiye’nin otoriter bir yapıya sahip olması herkesin dikkatini çekti. Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kazanma yeteneğini yitirdiği yorumlarından, İmamoğlu’nun toplumsal değişime öncülük edeceği yorumlarına kadar birçok farklı görüş dile getiriliyor. Putinleşen Erdoğan konuşmaları da gittikçe artıyor.

The Christian Science Monitor’ın 20 Mart tarihli analizinde Türk otokrasisinin yükselişinin meseleyi sadece İmamoğlu’ndan daha büyük boyutta ele aldığını belirtiyor. Bu oldukça doğru bir tespit.

Daily Mirror’ın 24 Mart tarihli yorumunda ise “Erdoğan nefreti kaynama noktasına ulaştı” ifadesi dikkat çekici. Ancak bu ifade gerçekçi olmayan bir nedenle yaşananları açıklamaya çalışıyor. Herkes sokağa çıkmış değil sonuçta Erdoğan’a duyulan bir nefretten dolayı. Bu yüzden yabancı meslektaşlarımıza da durumu anlatırken bu detaya dikkat çekiyoruz.

Erdoğan’ın sertleşmesinin Avrupa-ABD gerilimine denk geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Erdoğan’ın bu durumu kullanarak Türkiye’ye olumlu bir rol çıkarmaya çalıştığını düşünüyorum. Ancak AB’nin baskı yapmayacağını düşünerek yanıldığını gördü. Almanya’nın bu bakış açısı oldukça ilginç.

Mesele genellikle yanlış anlaşılıyor dış basında. Yaşananlar sadece Erdoğan karşıtlığı üzerinden değerlendiriliyor. Oysa burada asıl mesele Erdoğan’a karşıtlık değil, “tek adam rejimi”ne karşı çıkılması gerektiği. Ancak bunu anlamakta henüz zorlanıyorlar.

Gösterilere katılan binlerce kişi, her biri kendi hayatından bir parça bulduğu için İmamoğlu’na destek veriyor.

Erdoğan yönetiminin hayata olumsuz etkileri o kadar fazla ki, herkes gösterilere “en acıyan tarafıyla” katılıyor. Bu gösterilerde işinden, üniversitesinden atılanlar, hakları ellerinden alınan işçiler, emekliler var. Ve bu sadece bir kısmı…

Tüm bu gelişmeleri dışarıdan izlemek gerçekten zor.

Üstelik, içeride olanlar dışarıdakilerden daha çarpıcı gelişmeler yaşanıyor.


Related Posts

Ahmet Hakan: Erdoğan’a uçakta gazeteciler soru sormuyorlarmış. Herkes istediği soruyu sorabiliyor kimseye yasak denmiyor

Ahmet Hakan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik uçakta soru sorulamadığına yönelik iddiaları yalanladı ve “Erdoğan’ın yurtdışı seyahatlerinden dönerken uçakta gazeteciler soru sormuyorlarmış. Herkes istediği soruyu sorabiliyor. Kimseye “Bu soru yasak, sorulamaz” denmiyor” dedi.

İspanyol denizci İsrail’i mahkemeye verdi: Savaş suçu

İspanyol gemi makineleri teknisyeni Sergio Toribio, İsrail’in uluslararası sularda Gazze’ye giden insanı yardım gemisi Madleen’e düzenlediği baskın nedeniyle İspanya Ulusal Mahkmesine “savaş suçu” şikayetinde bulundu.

Avrupa ülkesinden yarım milyon kişiye çalışma vizesi

Düşen doğum oranları ve artan ölüm sayılarının yarattığı demografik baskıya dikkat çekem yetkililer Avrupa ülkesinde 500 bin kişiye iş vizesi verileceğini duyurdu.

Çin, Tayvan BM üyeliğine karşı çıktı: ‘Topraklarımızın ayrılmaz bir parçası’

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Tayvan’ın Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşlara katılım hakkı olmadığını öne sürdü. Ning, Tayvan’ın bunun için “hiçbir dayanağı, gerekçesi ya da hakkı” bulunmadığını kaydetti.

Fatih Erbakan’dan ‘erken seçim’ çağrısı!

Partisinin İl başkanları toplantısı öncesi yaptığı açıklamada ‘erken seçim’ çağrısı yapan YRP lideri Fatih Erbakan, “Bu saatten sonra sizin yapacağınız en iyi iş, 2026 ilkbaharında seçim sandığını milletin önüne getirmektir. Yüzde 29’la orada oturamazsınız. Daha fazla milleti oyalamayın, bir an evvel bu seçim sandığını getirin” dedi.

Netanyahu’nun oğlu Avner korktuğu için adını değiştirmiş

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun diğer oğlu Yair’in hak sahibi olmayan kişilere diplomatik pasaport verilmesiyle ilgili devam eden bir soruşturma kapsamında İsrail polis teşkilatının yolsuzluk suçlarıyla mücadele birimi “Lahav 433” tarafından ifadeye çağırıldığı bildirildi.