Ukrayna savaşının görülmeyen yüzü bu fotoğraflarda

Posted by

Ukrayna Başsavcılığı’na göre bu fotoğraf Mart 2022’de Rus güçleri tarafından öldürülen ve verdiği son röportajda “Her Ukraynalı fotoğrafçı savaşı durduracak fotoğrafı çekmeyi hayal eder” diyen foto muhabiri Maks Levin tarafından çekildi. Rusya’nın işgalinden iki gün sonra Kiev yakınlarındaki Vasilkiv Hava Üssü’ne düzenlenen saldırının ardından görülüyor.

Ağustos 2022’de fotoğrafçı Paula Bronstein, Donetsk bölgesindeki bir Ukrayna askeri hastanesine özel giriş izni aldı. Günde 12 saatini orada, doktorlarla birlikte çalıştı. Burası genellikle yaralı askerlerin sahada stabilize edildikten sonraki ikinci durağıydı.

Bronstein orada yaşadıklarını “Gördüklerimin çoğu ne yazık ki bir tür ampütasyon için ameliyathaneye giden askerlerdi. Mayın yaralanmaları yaygındı, ciddi yanık yaralanmaları da” diye anlatmıştı.

Yukarıdaki fotoğraftaki adam cephede başından ve gözünden yaralanmıştı. Akıbeti ise meçhul.

The New York Times’tan Finbarr O’Reilly’nin çektiği bu fotoğraf Ukrayna’nın Herson şehrinde yapılan bir gıda yardımı esnasında çekild. Finbarr fotoğraf hakkında “İnsanlar sanki yıllardan beri açmış gibiydiler. Hepsi bir gıdım yemek alabilmek için birbirlerini eziyorlardı. Hiçbir insan bu hale getirilmemeli” diye konuşmuştu.

Diğer fotoğraf gibi bu da The New York Times’ın usta foto muhabiri Finbarr O’Reilly’e ait. Ukrayna’nın Herson kentindeki insanlar, Kasım 2022’de bir Rus havan topuyla vurulduğunu söylediği yanan bir petrol deposunu izliyor.

Ukrayna’nın Herson kenti aylar süren Rus işgalinin ardından kurtarıldığında sevinç gösterileri yapılmıştı.

Fotoğrafçı O’Reilly o anları “Ukrayna güçleri şehre girdiğinde, su ve elektrik eksikliği de dahil olmak üzere insani krizin büyüklüğü ortaya çıktı” diye anlatıyor.

Dünyaca ünlü foto muhabir şehir sakinlerinin içinde bulundukları çaresizlik hakkında ise şu tespitlerde bulundu: “Savaş öncesi nüfusu yüz binlerle ifade edilen bir kent merkezi olan Kherson’da çoğunlukla ısı, su, elektrik, ilaç ya da cep telefonu hizmeti yoktu. Rus kuvvetleri Dnipro Nehri’nin hemen diğer tarafında kaldı ve mevzilerini güçlendiriyordu. İlk insani yardım konvoyları birkaç gün içinde Herson’a ulaştı ve binlerce sakine yiyecek dağıttı. Ardından bombardıman başladı”

Savaşın başlamasından kısa bir süre sonra John Stanmeyer, Polonya’dan Ukrayna’ya neredeyse boş bir trenle seyahat etti. Lviv’e vardığında, aynı istasyondan geçip diğer yöne giden ne kadar çok Ukraynalı olduğunu görünce şaşırdı.

Stanmeyer içini burkan görüntüleri “Ukrayna’daki savaşın ilk birkaç haftası, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere yaklaşık üç milyon insanın her şeyini geride bırakmasına neden olmuştu. Babaları ve oğulları Rusya’nın komşusuna karşı açtığı savaşa karşı savaşmak için kaldılar. Lviv’deki tren istasyonunda, vagonların pencerelerinden savaşın acısını gördüm” şeklinde tasvir etmişti.

Stanmeyer tanık olduğu hazin ayrılıklardan sonra planladığı gibi Kiev’e gitmek yerine, tren istasyonundaki gözü yaşlı vedalaşmaları belgelemek için Lviv’de kaldı.

Stanmeyer verdiği bir röportajda yaşadığı hüznü, tanık olduğu acıları “Günlerce yolcuların travmasını hissetmekten başka bir şey yapmadım. Olanlar 70 yıl önce Avusturya’da annemin de başına gelmişti. Sessizce, meditasyon yaparak, tren pencerelerinden bakan herkesin yüzünde kendimi görmeye başladım” diye anlattı.

Ukraynalı bir asker olan Mykhailo Varvarych, bir şarapnel parçasının isabet etmesi sonucu iki bacağını da kaybetti. Fotoğrafçı David Guttenfelder onunla tanıştığında, Varvarych protez bacaklarını beklerken küçük bir hastanenin spor salonunda egzersiz yapıyordu. Paralel çubuklar üzerinde dips ve şınav çalışarak formunu koruyordu.

Guttenfelder Belli ki kararlı ve güçlü bir genç adamdı. Sanırım onun sadece korkunç yaralarıyla değil, aynı zamanda cesareti ve dövüş becerilerinin ona ‘Vahşi’ lakabını kazandırdığı cepheden yeni gelmiş kimliğiyle de mücadele ettiğini görüyordum” diye anlattı.

Spor salonundaki antrenmanlarını gördükten sonra Varvarych’in asker arkadaşları onun için yeni bir lakap buldular “Akrobat.”

Guttenfelder, Ukraynalı savaş gazilerini fotoğraflamaktaki amacını şöyle anlattı: “Son iki yılda ampütasyon geçiren asker ve sivillerin sayısını bilmiyoruz ancak on binlerce olduğunu tahmin ediyoruz. Bu rakamlar sadece Birinci Dünya Savaşı’ndaki topçu bombardımanlarının ardından görülen rakamlar. Varvarych gibi yaralı Ukraynalı askerleri fotoğraflamaktaki amacım ve umudum, hem acıların akıl almaz boyutunu hem de burada Ukrayna’da tanık olduğum ilham verici cesareti göstermek.”

Rusya saldırısı sonrasında Ukrayna’nın Borodianka kasabasında yanan bir evin mahzun hali. Foto muhabir Carol Guzy bu karenin tamamen tesadüf eseri ortaya çıktığını söylüyor.

O aslında saldırılar sonrası sokakların halini gösteren güzel bir açı için yanmış evlerin pencerelerinde deneme yapıyordu. Guzy “Bu kareyle karşılaşınca, sokakları unuttum” diye konuştu.

Carol Guzy’nin ürkütücü natürmort fotoğrafları Borodianka, Irpin ve Harkiv’deki Rus saldırılarından geriye kalanları gösteriyor.

Guzy bu fotoğraflar hakkında “Zamanın durduğu anda ürkütücü bir durgunluk içinde donmuş günlük yaşam kalıntıları” diye yazıyor.

Görüntüler cevaptan çok soru sunuyor: Orada kimler yaşıyordu ve onlara ne oldu? Saldırılar gerçekleştiğinde neredeydiler? Normalin o son gününde ne pişiriyorlardı?

Guzy fotoğrafları hakkında “Kırık camlar, paramparça olmuş hayatlar için bir metafor haline geliyor. Hayatta kalanlar, kaderin bombardımanından kurtardıkları eski gerçekliklerinin parçalarını toplamak için acı-tatlı eve dönüşlerde ziyaret ederler. Diğerleri ise asla geri dönmeyecek” diye yazdı.

Harkiv’de bir Rus füzesi tarafından yıkılan evlerinin enkazı arasında yürüyen adamları gösteren bu fotoğraf Giulio Piscitelli’ye ait. Fotoğrafçı “O anı fotoğraflamakla izlemek arasında ciddi bir tereddüt yaşadım ama en sonunda düğmeye bastım” diyor.

Ukrayna’nın Severodonetsk kentinde bombadan zarar görmüş bir dairede evli bir çiftin portresini gösteren bir yastık savaşın acı yüzünü bir kez daha bütün çıplaklığıyla gösteriyor.

Fotoğrafçı Giulio Piscitelli bu fotoğraflardan ve sonsuza dek kaybolmuş olabilecek anılardan her zaman etkilendiğini söylüyor. Piscitelli “Normal varoluşlarından koparılan hayatlar, arkalarında kaybolan anılar bırakır. Bu fotoğraflar, şiddetin yok ettiği hayatların bu parçaları beni cezbediyor ve onları arıyorum, çünkü bana öyle geliyor ki eskiden ne olduğunu ve artık ne olmadığını anlatabiliyorlar” diyor.

İnsanların bu fotoğrafları görmesini, içlerindeki insanlar yaşamamış olsa bile bu anıların yaşamasını istediğini söyleyen Piscitelli “Enkazda bulunan bu aile ve kişisel fotoğraflardan çektiğim binlerce görüntü benim için bu insanların kayıp hafızasını korumanın bir yolu” dedi. “Başka bir dünyanın mümkün olduğunu hatırlamanın bir yolu” diyor.

Laetitia Vançon tarafından çekilen bu etkileyici fotoğrafta Ukrayna’nın Odesa kentinde gönüllüler Ruslara karşı silahlananlar için uçaksavar ceketleri yapıyor.

Fotoğrafın hikayesi ise şöyle: Laetitia Vançon, Ukrayna’nın Odesa kentinin sokaklarında yürürken kurşun geçirmez yelek giyen 8 yaşında bir çocukla karşılaşıyor. Ufaklığın ailesine bu alışılmadık kıyafeti sorduğunu ve o zaman uçaksavar ceketi yapan bir grup gönüllüyle tanıştığını söylüyor. Bunlar kendilerine Kurşun Geçirmez Çete adını veren bir avuç Ukrayna gönüllüsüymüş diye bildiriyor Vançon.

Vançon “Sadece yetenekli zanaatkarları değil, aynı zamanda yurttaşlarının yaşamlarını ve refahını korumaya yönelik kolektif bir taahhüdün koruyucularını da gördüm” diyor ve “Onların Ukrayna tarihinin dokusuna işlenmiş hikayesi, bir toplumun savaşın yıkımları karşısında birlik içinde kalmasıyla ortaya çıkan dayanıklılığın dokunaklı bir hatırlatıcısıydı” ifadelerini kullanıyor.

Svet Jacqueline tarafından fotoğraflanan bu kare Rus güçlerinin çekildiği Bucha şehrinden. Sokakta belki haftalardır öylece duran bu kadın cesedi, Rus güçlerinin geride bıraktığı yıkımın bir fotoğraf karesine sığan boyutu. Geri kalanını varın siz düşünün…

Svet Jacqueline altı aydan fazla bir süre boyunca Ukrayna’yı dolaşarak savaşın farklı yönlerini fotoğrafladı. Rus güçleri çekildikten sonra Kiev’in hemen dışındaki Bucha ve Irpin’de karşılaştıklarını asla unutamadı.

Kitabında “Ölüm hissi havaya sinmiş ve sokakları kaplamıştı” diyor ve “İki küçük çocuğu olan bir aile parkta yatıyordu, işkence görmüş ve yakılmıştı. Bucha’daki Havari Aziz Andrew Kilisesi’nin arkasında, bir toplu mezardan yüzlerce ceset çıkarıldı. Bu savaşın yeni bir uğursuz gerçekliği ortaya çıkarken objektifimden izledim” diye ekliyor.

Jacqueline, gönüllülerin arka bahçelerde, huzurevlerinde, parklarda ve konutlarda cesetlerin toplanmasına yardımcı olmak için saatlerce çalıştığını belirterek, tanıklığını “Bu cesetler şefkatle torbalara yerleştirildi, numaralandırıldı ve soruşturma için kaydedildi” diye aktarıyor.

Bir sivil, Ukrayna’nın Zhytomyr kentini savunmaya yardımcı olmak üzere Molotof kokteyli atmak üzereyken Viacheslav Ratynskyi o anı kayıt altına alıyor.

Savaşın ilk günlerinde Ukraynalı fotoğrafçı Viacheslav Ratynskyi ailesini ve arkadaşlarını Kiev’den daha güvenli olması beklenen memleketi Zhytomyr’e götürdü. Oraya vardıklarının ertesi sabahı Kiev’den Zhytomyr’e giden yolun Ruslar tarafından kesildiğini ve bombaların yağmaya başladığını bildiriyor.

Ratynskyi bu şehrin savunmasını gerçekleştiren siviller hakkında “Şehirdeki durum endişeliydi ama aynı zamanda şehir sakinleri şehri savunmaya kararlıydı. Erkekler sürekli olarak şehrin etrafında ve merkezdeki ana binaların yakınında barikatlar kuruyor, hendekler kazıyor ve molotof kokteylleri hazırlıyorlardı” diye konuştu.

Ratynskyi, şişelere benzin dolduran insanlara rastlamış ve ertesi gün molotof kokteylleri için bir eğitim yapılacağını öğrenmiş. Terk edilmiş bir fabrikada düzenlenen bu eğitime Ratynskyi, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 100’den fazla kişinin katıldığını tahmin ediyor.

Ratynskyi gelecek hakkında karamsar “Yorulduk ama Ukraynalı askerler kadar değil. Kim bilir, belki de yakında cephede onların yerini almamız gerekecek” diyor.

Odesa’daki Deniz Lisesi öğrencileri elektrik kesintisi sırasında ders çalışmak için telefonlarını kullanıyor. Usta foto muhabir Pete Kiehart da bu anı ölümsüzleştiriyor.

Ekim 2022’den bu yana Rus güçleri Ukrayna’daki enerji altyapısına binlerce füze ve insansız hava aracı fırlatarak milyonlarca kişinin elektrik, ısı ve suyunu geçici olarak kesti. Pete Kiehart bu elektrik kesintilerinden biri sırasında Odesa’daki Deniz Lisesi öğrencilerini fotoğrafladı.

Bu lise genç Ukraynalıları askerlik hizmetine hazırlamakla görevli. Kiehart “Rusya’nın Ukrayna’nın elektrik şebekesine sık sık saldırması nedeniyle düzenli olarak karanlıkta yemek yiyor ve ders çalışıyorlar” dedi.

Müdür Yardımcısı Komutan Serhiy Plehun, Kiehart’a okulun yeni öğrencilerinin savaştan önce gelen öğrencilerden biraz daha farklı olduğunu söyledi ve “Hastalanmıyorlar, şikayet etmiyorlar” diye konuştu. Komutan “Hepsi burada okumak istiyor. Her yıl okulda genellikle ilk birkaç gün içinde birkaç öğrenci okulu bırakıyor. Ama bu savaştan önceydi. Bu yıl böyle bir öğrencimiz olmadı” diye ekliyor.

Fotoğrafçı Sasha Maslov, Kiev’in Bucha, Irpin ve Hostomel banliyölerinin yakın zamana kadar orta sınıf Ukraynalı aileler için bir ev satın almak ve aile kurmak için bir sığınak olduğunu belirtiyor. Fakat o zamandan beri buralar genişleyen bir suç mahalline dönüştü.

Maslov “Ülkenin dört bir yanındaki apartman blokları ve konut mahallelerinin yanı sıra tren istasyonları, toplu taşıma merkezleri ve alışveriş merkezlerinin bombalanması, işgalci Rus Ordusu’nun ayrım gözetmeyen vahşetini gözler önüne serdi” diyor.

Maslov, Yurii Sikan ve Darina Mikhailishina’yı Irpin’deki evlerine dönerken fotoğrafladı ya da evlerinden geriye kalanları. Maslov yaşadıklarını “Tam bir yıkımdı. Yurii sadece her şeyin fotoğrafını çektiğini söyledi, Darina ağlıyordu ve kendini kaybolmuş hissediyordu” diye anlattı.

Bu eve emekliliklerini geçirmek için taşınmışlardı. Küçük bir bahçeleri ve bir seraları vardı ama artık hiçbiri yok. Maslov, “Komşuları Facebook’tan bir çağrı yapmış ve ben ziyarete geldiğim sırada şimdilerde kaldıkları bir karavanı onlara bağışlamış. Evlerini yeniden inşa etmeyi umuyor ama şuan bu mümkün değil” diyor.

Alexander Alexandrou, Kiev’deki patlamaların ardından sevgilisi Alina Shapran’a belki de son kez sarılıyor.

Bu kareyi ölümsüzleştiren Nikos Pilos daha önce de savaş bölgelerinde çalıştı ve bombalamalar sırasında evlerinde kalan insanlara karşı özel bir ilgisi olduğunu söyledi. O, savaş başladıktan sonra birkaç apartmanı ziyaret etti ve toplumun her kesiminden insanlarla tanıştı. “Savaşın üçüncü ve dördüncü haftasında Kiev’in bombalanması sırasında 15 gün boyunca birlikte yaşadık” diyen foto muhabir “Fotoğraflarımın tamamı, gece sokağa çıkma yasağı ve hava saldırısı sirenleri sırasında bu insanların evlerinde çekildi. Yemeklerini, evlerini ve düşüncelerini benimle paylaştılar” diyor.

Pilos’un anlattığına göre yukarıdaki resimde görülen insanlar patlamalar başladığında bir anıtın bakımına yardım ediyorlardı. Alexandrou “Saldırılar başlayınca birbirimize baktık ve büyük bir birliktelik hissettik. Bu birlik, sanırım Ukrayna halkının hissiyatı olacak” diye konuştu.

Acil yardım çalışanları hamile Iryna Kalinin’i Ukrayna’nın Mariupol kentinde bombalanan bir hastanenin dışına taşıyorlar.

Kadın ve doğmamış bebeği daha sonra hayatını kaybetti. Associated Press’ten Evgeniy Maloletka’nın çektiği bu fotoğraf, bütün olan bitenleri dışarıdan izleyen bizim gibileri savaşın en acı hallerinden biriyle baş başa bırakıyor.

Rus güçleri Mart 2022’de Ukrayna’nın Mariupol kentinde bir kadın doğum ve çocuk hastanesini bombaladı. Olay yerini Associated Press için fotoğraflayan Evgeniy Maloletka, “Mariupol’den önce çok fazla insan acısı görmüştüm ama bu kadar kısa bir süre içinde tek bir yerde bu kadar çok çocuğun öldürüldüğünü hiç görmemiştim” dedi.

Çektiği fotoğraflar arasında yaralı hamile bir kadın olan Iryna Kalinin’in sedyede taşınırken çekilen fotoğrafı bütün dünyada gündem oldu. Maloletka fotoğrafın gündeme gelmesinden sonra verdiği bir demeçte “Ertesi gün bu resim her yerdeydi ve tüm dünya doğum hastanesini biliyordu” diye konuştu.

The New York Times’dan Daniel Berehulak’ın objektifine yansıyan bir görüntü bir tiyatro sahnesinden alınmış gibi duruyor. Fotoğrafta şok geçiren kadının adı Tatiana Petrovna. Ukrayna’nın Bucha şehrinde yaşıyor. Yerde boylu boyunca uzananlar ise Rus saldırısında ölen Ukraynalılar.
Bucha’dan gelen bu şok edici fotoğraflar uluslararası öfkeye yol açtı ve Rusya’nın işlediği iddia edilen savaş suçlarına ilişkin devam eden soruşturmaların aciliyetini arttırdı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rus liderlere ülke ordusunun eylemlerinden sorumlu tutulmaları çağrısında bulundu.

Berehulak’a göre bu fotoğraf “akıllara durgunluk veren sayısız dehşet sahnesinden” sadece biriydi. Ukraynalı bir göçmenin oğlu olarak Avustralya’da büyüyen Berehulak, “Bahçelerinde, sokaklarında, kapı girişlerinde ya da mutfaklarında infaz edilen siviller gördük; işkence ve tecavüz tanıklıklarını duyduk ve belgeledik” diyor.

Rusya’nın ülkelerini işgal etmesinden sadece saatler sonra Ukraynalı Yaryna Arieva ve Sviatoslav Fursin evlendi. Evlilik, Mykhaylo Palinchak tarafından işte böyle belgelendi.

CNN’in haberine göre, evli bir çift olarak ilk günlerini tüfeklerini toplayarak ve Ukrayna’yı savunmaya hazırlanarak geçirdiler. Mayıs ayında evlenmeleri gerekiyordu, ancak geleceğin ne getireceğinden emin olmadıkları için tarihi öne aldılar.

Arieva “Durum çok zor. Topraklarımız için savaşacağız. Belki de ölebiliriz ve biz sadece tüm bunlardan önce birlikte olmak istedik” diyor.

Mykhaylo Palinchak, sokak fotoğrafçılığından savaş fotoğrafçılığına uzanan serüvenini “Savaş fotoğrafçısı olmayı hiç düşünmedim. Sokak fotoğrafçılığı yaparak ülkemin sakin günlük yaşamını çekmeyi tercih ediyordum. Ancak savaş ülkeme, memleketime ve hatta bir vatandaş ve bir fotoğrafçı olarak yaşadığım sokaklara geldiğinde, etrafımda olup bitenleri belgelemekten başka seçeneğim yoktu” diye anlatıyor.

Bir Ukrayna gönüllüsü, Mariupol’un son Ukraynalı savunucularının Mayıs 2022’de kuşatma altında olduğu Azovstal Demir Çelik Fabrikası’na vuran ışık huzmesinin içinde duruyor. Bu inanılmaz anı Dmitro Kozatski fotoğraflıyor.
Dmytro Kozatskyi, Mayıs 2022’de gerçekleşen aralıksız Rus bombardımanı altında Mariupol’u savunan Azovstal Çelik Fabrikasında saklanan Ukraynalı askerlerden sadece biriydi.

O anı “Bu ışık huzmesini birkaç kez görmüştüm. Bir fotoğrafçı olarak dikkatimi çekti. Bizim kaldığımız sığınak ile yaralıların bulunduğu sığınak arasında parlıyordu” diye anlatan Kozatskyi, fotoğrafın çekilmesinden bir kaç gün sonra birçok asker arkadaşıyla birlikte Ruslar tarafından esir alındı. Dört ay sonra Ukrayna ve Rusya arasındaki esir takasının bir parçası olarak evine döndü.

Kozatskyi “Işık Kazanacak” adını verdiği bu fotoğraf hakkkında “Fotoğrafımdaki ışın, ışığın karanlığa galip gelmesini temsil ediyor. Ukrayna halkının bu fotoğrafı daha iyi bir gelecek umudunu sembolize etmek için kullanmasına minnettarım” diyor.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir